Page 94 - Avcılar İlçe Millî Eğitim Müdürülüğü Neside Dergisi Sayi 8
P. 94

Tecrübeli

         92


                        Önder KARANFİL     *


                            , hocam? Yıllardır beklediğin gün   insanın yüz yüze gelmesiyle bir alakası
                            geldi. Aslında  beklediğin  demek   olmamalıydı. Bir gün, dedin kendi ken-
                       Ede  çok  doğru  değil.  Yıllar  önce   dine, bizim de arkamızdan böyle konu-
                        hayalini kurduğun demek daha doğru   şacaklar.
                        olacak sanki. Üstelik hemen herkes gibi
                                                             Ya o bedenci Veysel hoca. Adamı zorla
                        yola çıkarken bugünü hiç düşünmemiş-
                                                             emekli etmişlerdi. Gencecik branşdaş-
                        tin bile.
                                                             ları  sıcaktan,  soğuktan,  imkânsızlıktan
                                                             yakınıp çocukların eline daha doğrusu
                        Ne zamandı ilk? Dört, beş yıl olmuştu
                        herhalde.  Müdür  yardımcısı  Tahir  Bey   ayağına  topu  verip  bir  kenara  çekilir-
                                                             ken bilmeleri gereken her şeyi onlarla
                        emekli olacaktı da memleketinden bir
                                                             oynayarak  öğretir;  tüm  oyunlarda  en
                        yer almıştı kendine. Herkes, “Ne yapa-
                                                             çok onun yüzü gülerdi. Yaz kış deme-
                        caksın bu yaşta emekli olup oralarda?
                                                             den bisikletine atlar; dağ bayır deme-
                        Zor  alışırsın  buradan  sonra.”  demişti.
                                                             den  ilçedeki  her  yere  onunla  giderdi.
                        Kimseye  ses  çıkaramasan  da  “Ne  gü-
                                                             Ne zaman canını sıksalar, kendini çare-
                        zel!” demiştin kendi kendine ve sıranın
                                                             siz hissetsen onu düşünürdün. Sen de
                        sana  hiç  gelemeyeceğini  düşünmüş-
                                                             her çocuğa ulaşmanın bir yolunu bulur-
                        tün. Neden sonra uzun hayallere dalıp
                                                             sun, derdin.
                        planlar kurmuştun.
                                                             Zaman hızlı geçti be hocam. Son yıllar-
                        Bir o kadar sonra İskender Bey emek-
                                                             da düşünsen de bir yol bulamadın. Ev
                        li  oldu.  Muhabbetini  en  çok  sevdiğin;
                                                             alacak  birikmişin  yoktu.  Birikmişin  hiç
                        halini, tavrını, çocuklarla ilişkisini örnek
                                                             olmadı ki zaten. Hakkın var, şikayet et-
                        aldığın  baban  yaşındaki  tarih  öğret-
                                                             medin. Kendi evladın yok diye memle-
                        meni…  Hem  de  yaşıtları  evde  torun
                                                             ketin evlatlarına babalık yaptın. Kimini
                        bakarken  o  mesleğine  sevgisinden,
                                                             giydirdin, kimini okuttun… Allahları var,
                        geleceğe  inancından  çalışabildiği  ka-
                                                             unutmadılar  seni.  Mektuplar,  telefon-
                        dar  çalışmıştı.  Arkasından  konuşanlar
                                                             lar; yemekler, davetler, şahitlikler…
                        da  olmuştu  tabii.  O  yaşa  kadar  çalışı-
                        lır  mıydı?  Emekli  maaşını  alıp  keyfine   İkramiye desen küçük bir ikram işte. Es-
                        bakmak  varken  gençlerin  çalışmasına   kiden hem ev hem araba aldırırken şim-
                        engel  olmaya  ne  gerek  vardı?  Daha   di emektar olmasa onu zor alırdın. Bura-
                        neler neler… Oysa İskender hoca onca   da yaşamasan, gitsen küçük bir Anado-
                        yıl  zorunlu  haller  dışında  ne  dersine   lu kasabasına, kafanı dinlesen otuz beş
                        geç girmiş ne bir öğrencisinin sorusu-  yıldır  çalışmaya  alışan  sen  nasıl  dura-
                        na, sorununa kulak tıkamıştı. Çalışırken   caksın küçük yerde? Yetinebilecek misin
                        herkes  hürmet  ederdi  de…  Saygının   kitaplarınla,  dergilerinle?  Serin  akşam-
                        *  Yazar.
   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99