Page 13 - Avcılar İlçe Millî Eğitim Müdürülüğü Neside Dergisi Sayi 8
P. 13

Bu sancı Boudelaire’de bir hüzün tab-  kendisinden uzaklaştıran, “yolu tıkayan”
                   losudur;                            yabancılaştırıcı etkisini vurgular ve:

                   “Eski Paris yok artık, ne yazık!    “bir küçük iğne yok mu şehrin kalbini de-      11
                   Bir şehrin şekli bir faninin kalbinden daha   len?”
                   çabuk değişiyor”
                                                       sorusuyla  da  bu  olumsuzluğa  çözüm
                   “Gizemli bir dehliz gibi şehri dolaşıyorum  arar.  Daha  doğrusu  bu  olumsuzluğu
                   sıkıca tutuyorum kendimi şehre karışmak-  cevaplandırır, çözer.O, şehrin “iltihab”ı-
                   tan alıkoymaya”
                                                       nı akıtmak için “bir küçük iğne marife-
                                                       tiyle “bir büyük iş” yapacakların peşin-
                   dizeleriyle İsmet Özel şehirle bütünleş-
                                                       dedir. 3
                   menin acziyetini taşımaktadır.
                                                       Şair Nedim’in gözüyle bakalım şehre:
                   Bir başka şiirinde;
                                                       Bu şehr-i Sitanbûl ki bî-misl ü behâdır
                   “Haytanın biriyim ben, bunu bilsin insanlar
                                                       Bir sengine yekpâre Acem mülkü fedâdır
                   ruhumun peşindedir zaptiyeler ve maliye
                   kara ruhlu der bana görevini aksatmayan
                   kim varsa”                          Bir gevher-i-yekpâre iki bahr arasında
                                                       Hurşîd-i cihân-tâb ile tartılsa sezâdır
                   Bireyin  modern  dünyada  nasıl  bir  ku-
                   şatılmışlık  içinde  yaşadığı  ve  herkes-  Altında mı üstünde midir cennet-i a’lâ
                   leşmeyi, yığından biri olmayı reddeden   Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevâdır
                   insanın toplumun gözünde nasıl da de-
                   ğersizleştirilip gözden düşürülebilece-  İnsâf değildir anı dünyâya değişmek
                   ğini  imleyen  şiirde,  “zaptiye”,  “maliye”   Gülzârların cennete teşbîhi hatâdır
                   kelimeleri “denetim toplumu”nu, “hay-
                                                       Şimdiye  kadar  verdiğimiz  örneklerde
                   ta-görev  adamı”  ise  “barbar-medeni”
                                                       şehre karşı duyulan hissiyatın tam ter-
                   karşıtlığını  akla  getirmektedir.  Nasıl  ki
                   medeniler kendilerinden olmayanı bar-  sini  görmekteyiz  bu  şiirde.  İstanbul’u
                                                       cennete  benzetmenin  hata  olduğunu
                   bar kelimesiyle ötekileştirmek suretiyle
                                                       söyleyen  şair  bu  şehrin  bir  taşının  bir
                   toplum dışı, hatta tarih dışı kılıyorlarsa
                   modern dünya da benzer biçimde var   parçasına  bütün  İran  ülkesini  feda  et-
                   oluşunu  kendi  bireyselliğinde  duyum-  mektedir.  Nedir  İstanbul’a/şehre  karşı
                   samak isteyen, verili değerlerin dışında   duyulan bu muhabbet? Belki de bunu
                   kendisine  ontolojik  bir  güvenli  bölge   hak eden on sekizinci yüzyılın İstanbu-
                   arayışı  içine  girerek  var  oluşunun  an-  lu’ydu. Nedim bugün yaşasaydı acaba
                   lamını  sorgulayan,  tüketim  toplumun   İstanbul’da yaşar mıydı?
                   bir ferdi olmayı reddederek sahici de-
                                                       Öte taraftan kent-şair ilişkisinin şairlerin
                   ğerlerin peşinde koşan insanın, akıl ve
                                                       yaşamları üzerindeki etkisini söylemek
                   ruh sağlığından yoksun olduğunu bile
                                                       gerekir. Şairlerin genel olarak Kent ba-
                   iddia edebilir. 2
                                                       ğımlı bir yaşam sürdükleri söylenebilir.
                   Necip Fazıl Kısakürek, “Çile”sinin “şehir”   Bu Kent, kimi zaman Paris, kimi zaman
                   bölümündeki  bir  mısraında  şehrin  in-  Atina,  kimi  zaman  İstanbul  ya  da  İs-
                   sanı  kasvete  sürükleyen,  hakikatinden/  kenderiye’dir.  Fakat  değişmeyen  şey,
                   2   a. g. e.
                   3   yahyaduzenli.blogspot.com.tr
   8   9   10   11   12   13   14   15   16   17   18